2.1. Materyal
Araştırmanın materyalini konu ile ilgili Eşarp kaynakların taranmasından elde edilen bilgiler
ve resimler teşkil etmektedir.
2.2. Yöntem
Araştırmada tarama ve saha çalışma yöntemi izlenmiştir. Bu amaçla geleneksel Türk şal giysileriyle ilgili literatür ve görsel kaynak taraması yapılmış, Londra Central Saint Matrins
College of Art and Design School, Royal Collage gibi çeşitli moda okulları ile Asya ve
Avrupa Tesettür müzelerinde araştırmalar yapılmıştır. Bilgi ve resimler amaç doğrultusunda
düzenlenerek araştırmanın ilgili bölümlerinde sunulmuştur. Çalışma incelenerek günün
trendine uygun pantolon tasarım örnekleri de verilecektir
3. BULGULAR
Tarih boyunca tesettür giyim Türkler ata binen hatta hayatı at üzerinde geçiren insanlardı. Onlar için
çalılara, taşlara, soğuğa ve uzun at yolculuklarına dayanıklı giysiler gerekliydi. Türkler de,
Araplar ve Çinlilerde tesettür abiye olduğu gibi ata entari ile binemezlerdi. Bu nedenle, ata binmede
karşılaşabilecekleri sürtünme ve bacaklarda yara açılması gibi tehlikelerden korunmak için
kalın pantolon ve çizme giymek zorunda kalmışlardır. Ferace Modelleri Uzun at yolculuklarına çıkacak olan
kişiler özellikle deri pantolonlar kullanmışlardır (Ögel, 1991). Çok soğuk havalarda kürk
pantolonlar giymişlerdir. Kapıda ödeme tesettür Bugün hala Türklerin eski anayurdu olan Moğolistan’ın Orhun
bölgesinde kışın soğuklarda kürklü pantolonlar giyilmektedir (Ayhan, 2000).
Pantolon, belden aşağısına giyilen ve bacakları saran diz altından ayak bileğine kadar
farklı boyda yapılabilen kadın ve erkeklerin rahatlıkla tesettür giyim kullanabildiği bir alt giysi çeşididir
(Ayhan, 2000).
Başka bir tanımla pantolon, belden ayak bileklerine uzanan ve her bacağı ayrı ayrı
saracak biçimde iki parçadan oluşan bir giysidir tesettür gömlek (Ana Britannica, 17-20.s.).
Türklerin üzerine kaftan giymelerinden dolayı pantolonlar pek çok kaynakta iç giyim
olarak ele alınmıştır (Ögel, 1978).
M.Ö. 1. yüzyıl başlarında Rusya’da Baykal gölü kıyısında Urga’da ve Noyun Ulu’da
Hunlara ait elde edilen buluntularda insan başlıkları tesettür kap ve pantolonlar bulunmuştur. M.S. II. ve
IV. yüzyılda ilk Hun Türklerine ait kadın ve erkek mumyalarının üzerinde ipek kumaşlar ve
deri pantolonlar bulunmuştur (Ögel, 1978).
Kaşgarlı Mahmut tarafından 11. yüzyılda yazılan Divan-ı lügat-it Türk adlı eser 8.
yüzyıldan kalma Göktürk yazıtları, tesettür kombin eski Uygur duvar resimleri ve Macar II. Rasonyi’nin
“Tarihte Türklük” adlı eseri pantolon, çizme,
cepken, yelek, kemer, üç etek, ceket ve gömlek
gibi giyim eşyalarının ilk kez Türkler tarafından giyildiğini ve Orta Asya’dan tesettür kıyafetleri dünyaya
yayıldığını göstermektedir (Gülensoy, 2001).
Şalvar ve pantolon “savaşçı kavimler”de kişilerin ata binmek için geliştirdikleri bir
giysi çeşidi olarak “Hunlar” tarafından bulunmuştur tesettür modelleri (Ögel, 1991). Rahat ata binmek için
Bizans, Roma ve Çinliler entari giyerlerken, Türkler “üm” adını verdikleri günümüzde
süvarilerin kullandığı, paçaları dar, üstü biraz daha geniş olan pantolonu kullanmışlardır (Zık,
2002).
Çin’de atlı birliklerin kurulmaya başlanması ile pantolon giyme zorunluluğu ortaya
çıkmıştır.
Türklerin komşusu olan Moğollarda tesettür tunik pantolon giyilmiştir (Ayhan 2002). Uygurlar da
binek tipi şalvar giyerlerdi (Şekil 1). At üzerinde uzun bir yolculuğa çıkmak isteyen Kazaklar
“şalbar” dedikleri geniş bir seyahat pantolonu giyerlerdi. Kazakların giydikleri pantolonları
kaftanların bütün eteklerini içine alacak kadar geniştir. Bu pantolonlar yumuşak deriden
yapılmış ve sarıya boyanmıştır. Zengin kesimde bu deri pantolonlar örgülerle dış yüzeyden
süslenmiştir. Ziraatçi olan Tarancı Türkleri de ketenden yapılmış ince ve geniş şalvarlar moda giyerlerdi. Demir çağına ait Türk mezarlarındaki bulgularda daha çok “paçaları dar”
pantolonlara rastlanmıştır. Bu pantolonlarda ayrıca “paça bağları” da görülmüştür. Orhun
kurganlarından çıkan bu pantolon örnekleri Şekil 2’de görülmektedir (Ayhan, 2000).