4 Mayıs 2016 Çarşamba

Kitle Pazarı Kuramı

Kitle Pazarı Kuramı, kitle üretiminin Tesettür kitle iletişim araçları ile birleşip yeni tarzların bütün sosyoekonomik sınıflar tarafından bilinir hale geldiğini savunur. Bu doğrultuda modanın yayılımı Simmel ve Veblen’in iddia ettikleri gibi eşarp yukarıdan aşağıya gerçekleşmez, yayılım yataydır, toplumun bütün sınıfları yeni modaları aynı anda tüketmeye başlarlar.
Sproles’in aktarımıyla King (1963), dört madde şal  ile modanın neden aynı anda bütün sınıflar arasında yayıldığını açıklamaktadır (1981:119):
> Bir moda sezonunda, moda endüstrisinin stratejisi tesettür ferace bütün sosyoekonomik gruplarda yeni tarza aynı anda uyumu sağlar. Siluet, kumaş, renk ve detaylardaki değişimi içeren yeni tarzlar bütün tüketiciler tarafından aynı anda ulaşılabilirdir.
> Tüketiciler mevcut olan tarzların ve yeni tarzların geniş ferace modelleri çeşitliliğinde özgürce seçim yaparlar ve üst sınıfın öncülüğünü takip etmek yerine özgürce kişisel beğenilerini ve ihtiyaçlarını karşılarlar.
> Her bir sosyal sınıf, yeni modaları kapıda ödeme ferace kendi grupları içinde başlatan moda öncülerine ve kanaat önderlerine sahiptir.
> Sosyal eşitler arasındaki moda etkisinin, üst sınıflardan alt sınıflara doğru dikey moda akışına hakim olmasıyla birlikte moda bilgisi ve kişisel etki her bir sosyal sınıfta yataydır.
Bu dört madde dikkate alındığında, kitle tesettür abiye  pazarı kuramının, iletişim teknolojilerinin    oldukça    geliştiği    günümüzde    diğer    moda  yayılım


 kuramlarına göre daha geçerli olduğu söylenebilir. Crane göre ‘Sınıf Modası’nın yerini ‘Tüketici Modası’ almıştır. Üst sınıfların belirlediği tek tip moda yerini toplumun tüm katmanlarını içine alma eğilimi gösteren bir modaya bırakmıştır. tesettür elbise ‘Tüketici Modası’ kavramını ‘lüks moda tasarımı’, ‘endüstriyel moda’ ve ‘sokak tarzları’ olarak üçe ayıran Crane, ‘endüstriyel moda’ kavramı için şu tanımlamayı yapmaktadır (2003:177-178):
“Endüstriyel moda hem benzer ürünleri farklı ülkelerdeki benzer toplumsal gruplara satan üreticiler, hem de faaliyetleri belirli bir ülke ya da kıtayla sınırlı kalan küçük firmalar tarafından ortaya atılmıştır. Bu  firmaların medyada, incelikli kataloglarda ve bizzat giysilerin üstünde reklamları yayımlanmıştır. Bu noktada satışı yapılan aslında bizzat tarz değil medya kültürünü oluşturan imgelerin kitlesel olarak yayıldığı bir dünyada rekabet edebilecek bir imgedir. Endüstriyel moda öncelikle reklamlar aracılığıyla değer yaratması ve kendini tüketiciye cazip kılması açısından bir medya kültürü biçimidir.

Crane’in görüşleri dikkate alındığında moda yayılımı sadece üst sınıfları toplumun geri kalanından ayırma girişimi değildir. Moda üreticileri kitle iletişim araçları sayesinde uluslararası ve kıtalar arası pazarlara yönelebilmekte ve bu pazardaki tüketicileri aynı anda yeni tarzlar hakkında bilgilendirebilmektedirler. Kitle iletişim araçlarının gücünü öne çıkaran diğer bir kuram da ‘Tabana İnme Kuramı’nın tersi gibi yorumlanabilecek olan ‘Alt Kültür Etkisi Kuramı’dır.