Bazı bölgelerde “Karadan” ve “Zıbka” Tesettür adıyla anılır. Çakşırın iki çeşidi vardır. Her iki
çeşidi de yaşları 45’in altında olan genç erkekler ve özellikle koşarlı hizmet erleri, asker
ocaklarında neferler, çuvuşlar, resmi Şal kuruluşlarda hizmetliler ve hizmet çeşitlerine göre çeşitli
isim alan uşaklar giymiştir. Çakşır belden uçkurluğuna geçirilmiş bir uçkur ile bele
yerleştirilir. Diz kapağından aşağısı baldırı örten kısmı birden daralır. Bazı durumlarda Tesettür Giyim çakşırın paçasına ince ve yumuşak deriden bir mes dikilerek eklenir. Çakşırla birlikte mestte
giyilir. Diz çakşırı ise yeniçeriler tarafından giyilmiştir. Diz kapağının üstünde biten dizden
aşağısı çıplak kalan bir giyimdir. Bazı durumlarda diz kapağı altından ayak bileğine kadar
tozluk geçirilmiş ve örtülmüştür (Şekil 4) (Koçu, 1969).
İç donu ve tuman ismiyle de anılmıştır. Vücudu belden aşağı topuklara kadar örten ve
bacaklar için iki parçası bulunan bir giyimdir. Erkek Tesettür Elbise ve kadın için giyilenlerin kesimi aynı
olmuştur. Bürümcük, Trabzon bezi, kaba bez kullanılmıştır. Zamanımızda yaşlı kesimin
muhafazakarları, köylerde yaşayanların bir bölümü bu tarz giyimi halen Tesettür ferace sürdürmektedir.
Paçalara bağcık yerine ilik-düğme yapılanları, uçkur yerine de belden düğme ile tutturulanları
veya uçkur kısmına lastik geçirilmiş olanları, yarım asırlık birer geçmişi olan türlerdir. Diz
çakşırı giymeye mecbur olanların iç donları da yine beli Tesettür kıyafetleri uçkurlu ve ağ kesimi boldur. Fakat
boyu diz kapağının üzerindedir. Diz kapağının üstünde kalan kısa erkek donları I. Dünya
Savaşından sonra yayılmıştır. Saraylı kesimin iç donları bürümcük kumaştan kesilmiş ve
üzerine “çintemani” denilen bir nakış yapılmıştır (Şekil 5).
Çintemani 16. yüzyıldan başlayarak Türk kumaşları ve giyim eşyalarının üzerine
işlenmiştir. Bu da tasvirlerinde güneş ve ayı temsil eden Tesettür kombin bir daire resmedilir ve Budist
aleminde bu daireye “taman” ismiyle bir kutsiyet verilir. Tamandan alınarak Türk
kumaşlarında özellikle Osmanlı sarayında çok kullanılmış olan nakış motifinin esası, ikisi
altta ve birisi üstte üç daireden oluşur. Her daire iç kenarlarında birleşmiş iç içe iki Tesettür Tunik veya üç
daireden oluşur. Dairelerin kenarları iki veya üç hilal motif şeklindedir. İslamiyet’e
Budizm’den gelmiş bir inanca göre daireler simgesel bir şans elemanı olarak görülmüş ve
kazaya eşarp belaya karşı koruyucu olduğuna inanılmıştır. Bu sebeple özellikle erkek iç donlarına,
gömlek ve çamaşır bohçaları üzerine işlenmiştir (Şekil 6) (Koçu, 1969).